14 Ekim 2009 Çarşamba

Bahçeşehir Koleji’nde Bilim Müzesi Açıldı

2008'Temmuz

İstanbul’un Bahçeşehir beldesinde eğitim veren Bahçeşehir Koleji, okulların kapanmasına iki ay kala sürpriz bir hummalı çalışmaya girdi. Gece-gündüz süren yoğun ve özverili çalışmalar sonunda “Bilim Merkezi” konseptinde bir “Bilim Müzesi” ortaya çıktı.

5 Haziran’da Milli Eğitim Bakanı Doç. Dr. Hüseyin Çelik’in de katılımıyla ziyarete açılan Bahçeşehir Koleji Bilim Müzesi, dev bir deney laboratuarı. Daha çok 12 ilâ 15 yaşları arasındaki öğrencilere yönelik olsa da, her yaştan ziyaretçinin ilgisini çekecek zenginlikte. Çeşitli fen ve matematik/geometri deney istasyonları, gökevi (planetaryum), 3 boyutlu sinema ve gözlem evinden oluşan merkez, hem eğitici, hem de eğlendirici. Deney istasyonlarında; kuvvet, basit makineler, dairesel hareket, hız, G kuvveti, uçaklar nasıl havada kalır, yansıma, elektrostatik, manyetizma, dalga hareketleri, elektrik akımı, Einstein, 3 boyutlu görüntü, optik yansıma, Pi sayısı, Paskal üçgeni, simetri, olasılık, fraktaller gibi konularda etkileşimli deneyler yapmak, UV mikroskop kullanmak mümkün.

Merkezde birbirinden ilginç deney gösterileri de yapılıyor. Bunlardan biri; son derece dondurucu sıvı azot, çok kuvvetli neodyum mıknatıslar kullanılarak yapılan süper iletken “tren”. Manyetik alan üzerinde uçarak hareket eden “tren”, yolun kenarına geldiğinde sanki görünmez sihirli bir el tarafından geriye doğru itiliyor. Öğrenciler tarafından yapılan “Laserle İletişim” düzeneği ile ses, lazer ışığıyla uzağa iletilebiliyor. Deney gösterileri yanında atölye çalışmaları ve çeşitli etkinlikler de merkezde yer alacak.

Ziyaretçilerin uzayın derinliklerine yolculuk edebilecekleri, yıldızları, galaksileri yakından görüp tanıyabilecekleri gökevi ve gözlemevi, tam astronomi meraklılarına göre. “Dünya Astronomi Yılı” olarak kutlanacak 2009 yılında, gözlemevinde birçok astronomi etkinliği düzenlenecek. 1 Eylül’e kadar ücretsiz gezilebilecek Bahçeşehir Koleji Bilim Müzesi, 10:00-17:00 saatleri arasında açık (www.bahcesehir.k12.tr).

Ülkemizin ilk Fen ve Teknoloji Lisesini iki yıl önce eğitime açan Bahçeşehir Uğur Eğitim Kurumları, yine bir ilk olan bu müze ile bilim ve teknolojiye verdikleri önemi net bir şekilde gösterdiler. Müzenin açılışında Bahçeşehir Uğur Eğitim Kurumları Başkanı Enver Yücel yaptığı konuşmada “halkımıza bilimi sevdirmek amacında olduklarını ve gelecekte sosyal bilimleri içeren farklı konsepte müzeleri de okullarında açmayı planladıklarını” söyledi.

Diğer Bilim Merkezleri ve Müzeler
Ülkemizdeki bu tür yerlerin sayısı ne yazık ki halâ çok az, içerikleri de oldukça kısıtlı. Yıllar önce sadece İstanbul’da Rahmi M. Koç Müzesi, Deneme Bilim Merkezi (şimdiki adıyla Şişli Belediyesi Bilim Merkezi) ve Ankara’daki Feza Gürsey Bilim Merkezi vardı. Şimdi ise bunlara ODTÜ Bilim ve Teknoloji Müzesi, İTÜ Bilim Merkezi ve son olarak da Bahçeşehir Koleji Bilim Müzesi eklendi.

Şişli Belediyesi Bilim Merkezi
www.bilimmerkezi.org.tr

Feza Gürsey Bilim Merkezi
www.fezagurseybilimmerkezi.com

Rahmi M. Koç Müzesi, İstanbul
www.rmk-museum.org.tr

ODTÜ Bilim ve Teknoloji Müzesi
www.depo.metu.edu.tr

İTÜ Bilim Merkezi
www.bilimmerkezi.itu.edu.tr

Hurdalardan Teknolojik Sanat

2008'Haziran

Teknolojinin gelişmesiyle birçok yeni ürün ortaya çıktı, üretim arttı. Ürünlerin yeni modelleri çıktıkça eskileri birer hurda veya çöp olarak dünyayı kirletmeye başladı. Üreticiler, “geri dönüşüm” diye bir şey “icad” ederek kendilerini aklamaya çalıştı. Okullarda atıklardan envai çeşit çalışmalar yapıldı, bu konuda bilinç oluşturulmaya çalışıldı.

Bazı sanatçılar da atıkları, hurdaları kullanarak sanat eserleri yaptılar. Bunlardan bazılarının favorisi bilgisayar ve yan donanımlarının hurdaları, eski makineler, eski cihazlar, eski saatler... Eski, işe yaramaz parçaları alıp, birbirinden güzel ve ilginç eserler ile bu hurdalar yeni bir anlam, yeni bir hayat kazandı. İkinci hayatlarında daha saygın ve uzun bir ömre sahip olmanın mutluluğunu yaşadılar.

Bilgisayar Parçalarından Tekno-Sanatsal Hayvanlar
Kullanım dışı kalan bilgisayar, yazıcı, tarayıcı gibi donanımları Ann P. Smith birer sanat harikası haline getirmiş. Hayvanları tema olarak seçen bu eserlerin kimisi hareket de ediyor. Belki de sizin bir zamanlar yıllarca kullandığınız bir bilgisayar donanımı kullanarak yapılmış eserler gayet sempatikler. Daha önce birçok kişinin içini görmediği bilgisayar donanımlarının iç yüzünü bu şekilde ortaya çıkarmış olmak da gayet ilginç bir durum.

Bu eserleri çok beğendiyseniz evinizdeki ya da işyerinizdeki hurdaları kullanarak benzerlerini yapmaya çalışabilirsiniz. Ben beceremem diyor ama yine de sahip olmak istiyorsanız bunların bazılarının internetten satıldığını hatırlatalım.

www.burrowburrow.com


Bayanlara Takılar, Çiçekler
Eski RAM’leri, çipleri ve başka elektronik elemanları kullanarak bayanlara takılar yapmak oldukça popüler. Bazı sanatçılar bu malzemeleri kullanarak hayret edilecek şıklıkta takılar bile yapabiliyorlar. Takılar, sağlık açısından sorun yaratmaması, oksitlenmemesi ve daha şık gözükmesi için üzerleri cila veya özel saydam boyalarla boyanıyor. Bu tür takıları yapıp, internet üzerinde satan birçok kişi var.

Bilgisayara anakartı genelde saat yapmak için tercih ediliyor. İnternet üzerinde birçok örneğine rastlamak mümkün. CD’ler de saat yapımında diğer bir favori. Disket sürücü motorları ve disketler ise güzel çiçeklerin yapımında tercih ediliyor.

www.etsy.com
www.alexandromeda.com


Eski Kol Saatinden Motosiklet
Çalışmayan kol saatleri ve gazlı çakmaklardan yapılan minyatür motosikletler gerçekten çok hoşlar. Her türlü parçanın bir şekilde değerlendirildiği bu objelerden koleksiyon yapanlar bile var.

www.allfinearts.com/motorcycles-from-watch-parts/


Hurdalardan Retro Robotlar
Geçmişin bilim-kurgu robotlarına benzer robot-heykelleri Bennett Robot Works web sitesinde bulabilirsiniz. Hurda boru, makine parçaları, lamba, ölçü aleti göstergesi gibi parçaları ustalıkla bir araya getirerek yapılmış bu heykellerin hepsi birbirinden farklı, ilginç ve sevimli. Çok az parça ile yapılmalarına rağmen retro ve bilim-kurgu severlerin büyük beğenisini kazanan bu heykeller satılıyor da ayrıca.

www.bennettrobotworks.com

Robot Yarışmalarında Sona Doğru

2008'Mayıs

Uluslar arası ODTÜ Robot Günleri
Robot yarışmalarının öncüsü ODTÜ Robot Günleri, ODTÜ Robot Topluluğu tarafından 21-22-23 Mart tarihlerinde Ankara’da gerçekleştirildi. Dallarında birinci olan robotlar:
Çizgi İzleyen: Sakarya E.M.L.’nden Selçuk Coşkun ve Gamze Kara’nın “Çita” isimli robotu.
Slalom: Gebze Y.T.E.’den Öner Hatipoğlu,Yetişkan Eliaçık, Hacer Kirday, Burak Han Unutulmaz’ın “Sarhoş” robotu.
Çöp Toplayan: Yarışmayı tam bitiren robot olmadı. Teşvik amaçlı olarak Gebze Y.T.E.’den Öner Hatipoğlu, Tolga Alasağ, Berk Demirkır’ın “Titiz” adlı robotuyla Hacettepe Ü.’nden Ahmet Yunus Bayrak ve Kutluhan Akman’ın “Sonra Toplarız” adlı robotları ödül aldı.
Merdiven Çıkan: Süleyman Demirel Ü.’nden Eyüp Çakı, Seyit Akpancar, Şahin Çavuşoğlu ve Halil Kaygısız’ın “Sako” adlı robotu.
Sumo: Karabük Ü.’nden Ferhat Aktan, Ahmet Şafak Demir, Sezer Yıldız ve Tarık Ünlü’nün “Katana” adlı robotu.
Mini Sumo: ODTÜ’den Murat Şenol ve İshak Elmas’ın “Katsumoto” adlı robotu.
Serbest: Karabük Ü.’nden Betül Yücel ve Emel Koçak’ın “Robot Kedi” adlı robotu.

ROBOÇANKAYA Robot Etkinlikleri
ODTÜ, İTÜ ve Boğaziçi Üniversitelerinin ardından robot yarışması düzenleyen dördüncü ve aynı zamanda ilk vakıf üniversitesi olan Çankaya Üniversitesi’nin ROBOÇANKAYA Robot Etkinlikleri, 11 Nisan’da Ankara’da gerçekleştirildi. Yapay Zeka ve Robotik Topluluğu tarafından düzenlenen etkinliklerde serbest dalda robot yarışması ve konferans düzenlendi.

Askeri amaçlı robotların başa güreştiği yarışmanın birincisi Fırat Üniversitesi’nden Talip Korkusuz’un “Korkusuz” adlı bomba imha robotu oldu. Çoğu parçaları hurdalardan çıkma olan bu robotun oldukça yüksek hareket yeteneğine sahip iki kolu bulunuyor. Uzaktan kumanda ile bu kolları kullanarak hassas işlemler yapmak mümkün. Üzerindeki kamera sayesinde kumanda işlemi kolaylaşıyor. Robotun ilginç bir özelliği ise hareket sistemi. Tekerlek ya da palet yerine “S” şeklinde 8 adet ayağı bulunuyor. Birçok arazi ortamında yüksek ve esnek bir hareket sağlayan bu yapının benzeri Boston Dynamics’in RHex robotunda kullanılıyor.

İkinci olan İzmir Çınarlı A.T. ve E.M.L.’nin “Asker Robot”u ise bu tür yarışmaların düzeyini aşmış, neredeyse profesyonel bir ürün haline gelmiş. Büyük ve geniş araziye uygun lastikler üzerinde hareket eden robotun üzerinde uzaktan kumandalı bir (gerçek olmayan) otomatik tüfek yer alıyor. Tüfeğin dürbün ve ön/arka kısımlarındaki kameralarla uzaktan kumanda edilen robot, hedefe vardığında lazer işaretçisini de kullanarak nişan alıp ateş edebiliyor. Robotun üzerindeki tüfek boya mermileri atarak gösteri yaptı. Her ne kadar silahlanmaya karşı olsak da, kendine yeten bir savunma sanayisine sahip olmak özgürlüğümüz açısından çok önemli. Bunu da göz ardı etmemek gerekiyor.

Ankara Balgat A.T.L.’nin “Üç Taş-XOX” oynayan robotu ise üçüncü oldu. Robot kol vasıtasıyla hamlelerini oynayan bu robot geliştirilerek birçok uygulamada kullanılabilecek kapasitede.

Konferans bölümünde 2001’den beri ülkemizi RoboCup’ta temsil eden robot takımının ve Boğaziçi Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümünün başında yer alan Prof. Dr. Levent Akın, Yapay Zekâ konusunda çok kapsamlı güzel bir sunum yaptı. Endüstriyel alandaki robot çalışmasının öncüsü, bu alanda çalışmak isteyen gençlerin en büyük destekçisi Kale Altınay Robotik ve Endüstriyel Otomasyon’un kurucusu ve Genel Müdürü Hakan Altınay da kendi hayat hikâyesini ve yaptıkları çalışmaları paylaştı. Ben de “Eğitimde Robotik” konulu sunumda robotların eğitimde kullanılması ve bunun anaokulu yaşlarına kadar indirilmesi konusundaki fikirlerimi ve tecrübelerimi paylaştım.

Sırada İTÜ-Robot Olimpiyatları
Mayısın ilk üç günü ikincisi düzenlenecek İstanbul Teknik Üniversitesi Robot Olimpiyatları’nda birçok dalda yarışmalar, seminerler, söyleşiler düzenlenecek (www.ituro.org). Yarışmalar arasında sumo, çizgi takip eden, süpürge, yangın söndüren, silindir taşıma, kendi dengeleyen ve serbest dal yer alıyor.

Robot Yarışmaları Nefes Nefese

2008'Nisan

2002 yılında sadece bir tane olan robot yarışması varken, bu yıl 5-6’ya ulaştı. Şubat ayı sonunda Milli Eğitim Bakanlığının yarışması ile start alan robotçular, hemen ardından FIRST LEGO Ligi Turnuvalarında “kozlarını” paylaştılar. Mart ayı sonlarına doğru yarışmaların mayası olan ve uluslar arası bir nitelik alan ODTÜ Robot Günleriyle yarışmalar devam etti.

ROBOÇANKAYA Robot Etkinlikleri
Şimdi sırada yeni bir robot yarışması var. Nisan ayının 11’inde Çankaya Üniversitesi Yapay Zeka ve Robotik Topluluğu tarafından düzenlenecek olan ROBOÇANKAYA Robot Etkinlikleri çerçevesinde ilk defa serbest dalda robot yarışması da yapılacak. Etkinlikler arasında workshop ve konferans da düzenleniyor (http://www.cankaya.edu.tr/).

“Türkiye’de Robotik Sanayi ve Yapay Zekâ” konulu konferansta yapay zekâ alanında en önde yer alan akademisyenlerden biri olan Prof. Dr. Levent Akın (Boğaziçi Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği Bölüm Başkanı), ülkemizde ilk endüstriyel robotik çalışmalarını yapan, öncülük eden Hakan Altınay (Kale-Altınay Robotik ve Otomasyon A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı) yer alıyor. Ayrıca ben de Robotik Eğitimi konusunda görüş ve tecrübelerimi paylaşacağım. Fırsat bulursanız, beklerim.

İTÜ-Robot Olimpiyatları
1-2-3 Mayıs tarihlerinde ikincisi düzenlenecek İstanbul Üniversitesi Robot Olimpiyatlarında birçok dalda yarışmalar düzenlenecek (http://www.ituro.org/). Sumo, çizgi takip eden, süpürge, yangın söndüren, silindir taşıma, kendi dengeleyen ve serbest dalda robtçular robotlarıyla yarışacak. Bunların haricinde birçok seminer, konferans ve söyleşilerin de yer alması planlanıyor.

Robot olimpiyatlarında göze batan bir yenilik de var. Microsoft’un geçtiğimiz yıllarda geliştirdiği robot tasarım ve simülasyon programı Robotics Studio ile LEGO NXT Robot seti kullanılarak gerçekleştirilecek proje etkinliği ve yarışması da Microsoft işbirliğiyle düzenlenecek.

MEB Robot Yarışması
Geçen yıl start alan Milli Eğitim Bakanlığı’nın Japonya Uluslararası İşbirliği Ajansı (JICA) ile ortaklaşa düzenlediği Robot Yarışması’nın ikincisi önceden duyurulan tarihlerden bir hafta sonra, Şubat ayının son günleri düzenlendi. Yüksek katılımın olduğu, endüstri meslek liselerinin arenasına dönenen yarışmada, çizgi takibi ve serbest dal dışında “İstanbul’un Fethi” temalı bir dal daha vardı.

Temalı dalda Ankara İskitler, Konya Adil Karaağaç ve İstanbul Tuzla Endüstri Meslek Lisesi öğrencileri ilk üç dereceye girdi. Çizgi izleyen dalında Sakarya, Ankara İskitler ve Kocaeli Karamürsel 100. Yıl Endüstri Meslek Liselerinin öğrencileri dereceye girdi. Serbest dalda ise İzmir Konak Çınarlı, Kocaeli Körfez ve İstanbul Bayrampaşa İnönü Endüstri Meslek Liselerinin öğrencileri dereceye girdi. Serbest dalda birinci olan “Robot Asker” ve ikinci olan “Müzisyen” robot görülmeye değer. Eğer Youtube’e erişebilirseniz onları seyredebilirsiniz…

FIRST LEGO Robot Turnuvası
Şubat sonu, Mart başı dördüncüsü düzenlenen turnuvanın teması “Enerji Bulmaca” ile enerji kaynakları idi (http://www.robotlar.com/). Bu yıl da kıran kıran geçen yarışmada her yıl şampiyonluğu oynayan Şişli Terakki Lisesi muradına erdi ve şampiyon oldu. Türkiye şampiyonu Şişli Terakki Lisesi’nin takımı Atlanta Dünya Festivalinde, İzmir Amerikan Kolejinin Power Supply ve Hasköy İ.Ö.O.’nun Altın Boynuz takımları Asya Açık Şampiyonasında ülkemizi temsil edecekler.
Uluslar arası ODTÜ Robot Günleri izlenimlerimiz ise gelecek ay yer alacak (http://www.odturobotgunleri.org.tr/)

Minik İnsansı Robotlar

2008'Mart

Robot dediğin insana benzer, ben insansı robotlar yapmak istiyorum diyorsanız, işinizi kolaylaştıracak birçok seçenek var. Set ve kit şeklinde olanları az bir beceri ile sonuca varmak isteyenler için ideal. Gerçi bunların bir kısmı biraz “tuzlu” olsa da, herkese uygun bir seçenek bulunabilir.

Set ve kit olarak satılan robotlar, monte edilmeye hazır parçalar halinde satılıyor. Kimisini monte edilmiş olarak da satın almak mümkün. Set olanları, içindeki malzemeleri kullanarak çok çeşitli robotlar yapmaya olanak veriyor. Kitler ise sadece o robotu yapmaya yarıyor.

Robotları monte etmek için birçoğunda sadece küçük bir yıldız tornavida yeterli. Önce ana gövde hazırlanıp, sonra da kol ve bacaklar monte ediliyor. Robot neredeyse sadece istenen hareketi hassas bir şekilde sağlayan servo motorlardan oluşuyor diyebiliriz. Servo motorlar yerlerine monte edildikten sonra, şarjlı pillerle çalışan kontrol bilgisayar modülüne bağlantı yapılıyor. Bilgisayar ile motorların bağlantısı üç kablolu soketleri yerlerine takmaktan ibaret. Bazı robotların etrafındaki engelleri algılayabilecek duyargaları da olabiliyor. Bunlar etraflarıyla etkileşimli bir şekilde hareket edebiliyor. Bazısı daha da gelişmiş ve üzerlerinde kamera taşıyor. Kablosuz olarak kullanıcı bilgisayarına veya istenen yere görüntü aktarılabilirken, bazılarında robot görüntüyü işleyerek de hareket edebiliyor. Bir anlamda görüyor yani.

İnsansı robot setleri arasında en esnek olanı Robotis’in Bioloid’i (www.robotis.com). İçindeki malzemelerle minik insansı robotlar yapmanın yanı sıra, minik hayvancıklar, arabalar, iş makineleri gibi çeşit çeşit projeler gerçekleştirmeye olanak veriyor. Tam anlamıyla bir eğitim seti. Hareketi sağlayan çok sayıda dijital servo motor, önündeki ve yanlardaki cisimleri algılayabilen robotun kafası şeklinde duyarga, kontrol bilgisayarı ve bağlantı parçalarından oluşuyor. Montaj için tek gereken küçük bir tornavida. Detaylı dokümanları sayesinde istenilen robotu pek bir zorlanmadan yapmak mümkün. Ortaya çıkan robot, setin özel yazılım arabirimi ile istenilen hareketleri yapacak şekilde programlanabiliyor.

Diğer bir seçenek, kit olarak satılan Robonova (www.hitec.com). Kaslı bir görünüme sahip. Birbirinden bağımsız olarak hareket eden 16 servo motoruyla yürüme, koşma dışında birçoğumuzun yapamayacağı akrobatik hareketleri bile yapabiliyor. Uzakdoğu sporlarındaki bazı hareketler de bunlara dahil!..

Hitec’in Robonova’sına rakip olarak Kondo’nun KHR serisi var (www.kondo-robot.com). İlk çıkan metal bağlantılı KHR-1HV ve yeni modeli plastik bağlantılı KHR-2HV’nin de pek altta kalır yanı yok. Gayet maharetli bu robotlara jireskop ve benzer duyargalar ekleyerek geliştirmek mümkün. Daha şık bir görünüme sahip olmaları için çeşitli giysi kaplama seçenekleri de mevcut. Hatta Japon bilim-kurgu çizgi filmlerindeki robot karakterlere benzetmek de olası.

Bu yılın başında lanse edilen ve diğerlerine göre çok daha ucuz olan ABD menşeyli RoboPhilo da gayet iddialı. Kondo KHR’lerine benzeyen bu robot, hem parça (de-monte) hem de monte edilmiş olarak satılıyor. Kitle birlikte verilen yazılım sayesinde robot istenen hareketleri yapacak şekilde kolayca programlanabiliyor.

Herkese Göre Robot Yapım Setleri

2008'Şubat

Robotlara meraklı olanlar, kendi robotlarını yapmak isteyenler için çok güzel ürünler var. Bunlar arasında en uygun olanları robot setleri. Onları kullanıp, robot yapmak o kadar kolay ki, yeter ki 6 yaşından büyük olun (7 yaşından küçük olanlar, 6 yaşından bir büyükleriyle de bunları yapabilirler :-). Robot setinde yapımı gösterilen robotlar dışında, kendi tasarımınız robotları da gerçekleştirebilirisiniz.

Robot setleri arasında en popüler ve de en uygunu tabii ki LEGO’nunkiler. LEGO’nun Mindstorms serisindeki Robotics Inventions System (kısaca RIS veya RXC) ve yeni modeli NXT gerçekten harika. Her ne kadar NXT yeni model olsa da ikisini de ayrı birer set olarak düşünmek gerekir. İmkanınız varsa her ikisine de sahip olmanızı tavsiye ederim, ikisi de ayrı güzel. İmkanlarınız kısıtlıysa, eski set artık zor bulunuyor olsa da çok hesaplı edinebilirsiniz. Ülkemizde büyük alış-veriş merkezlerindeki büyük oyuncakçılarda ancak bu setler satılıyor. Diğer bir seçenek, LEGO eğitimleri veren Smartkids (www.smartkids.com.tr). Ayrıca internet üzerinden satış yapan yerli ve yabancı web siteleri de var. Yabancı sitelerin bazısında kargo konusunda kısıtlamalar olabiliyor (mesela Amazon), iyi bakmak gerek. Yurtdışından bizzat ya da tanıdık ile getirme şansınız varsa onu da düşünün tabii…

RCX ve NXT setlerinde, standart LEGO parçaları yanında çeşitli tekerlekler, dişli çarklar ile birlikte elektrik motorları, ampül lamba, dokunma anahtarları, ışık sensörü (duyarga) ve özel robot kumanda bilgisayarı yer alıyor. NXT setinde ayrıca ses sensörü (mikrofon) da yer alıyor. Bilgisayara yüklenen özel programlarla robotlar çok kolay bir şekilde istenen görevleri yapacak şekilde programlanabiliyor.

Yakında ülkemizde de satılmaya başlayacak olan Fischer-Technik’in robot setleriyle de kolayca robotlar yapabilirsiniz. Ülkemizde pek tanınmasa da Fischer-Technik de eski ve köklü bir firma. Güzel ürünlere sahip. Ülkemizde bu ürünleri TEES Elektronik’in (www.tees.com.tr) satış noktalarında ve internet üzerinden satış sitesinde bulabilirsiniz.

Daha gelişmiş, daha mekanik robotlar yapmak isteyenler ve mühendislik eğitimi alanlar için VEX’in setleri çok uygun. Gerçi çok basit uygulama yapmak isteyenler, başlangıç düzeyinde olanlar da çok zorlanmadan bu setleri kullanarak robotlar yapabilirler. Web sitesinde (www.vexlabs.com) setlerin detaylarıyla ilgili bilgi bulabilirsiniz.

Robot Yarışmaları Takvimi

2008'Şubat

Milli Eğitim Bakanlığı 2. Robot Yarışması
22-23 Şubat 2008
MEB Şura Salonları, Beşevler-Ankara
http://etogm.meb.gov.tr/


FLL Türkiye (LEGO) Robotik Turnuvaları
28-29 Şubat-1 Mart 2008
Feshane Kongre ve Kültür Merkezi, İstanbul
www.robotlar.com


Uluslararası ODTÜ Robot Günleri
21-22-23 Mart 2008
ODTÜ, Ankara
www.robot.metu.edu.tr/org/


İTÜ Robot Olimpiyatları
1-2-3 Mayıs 2008-01-22
İTÜ, Maslak-İstanbul
www.ituro.itu.edu.tr

Segway ile Ayağını Yerden Kes

2008'Ocak

Yıllar önce çok merak uyandıran “Ginger/Zencefil” kod adlı bir icat vardı, hatırladınız mı? Önce ne olduğu sır gibi saklanmıştı. Sadece temel özellikleri açıklanmıştı. Dünyanın önde gelen bazı ‘zatlarına’ sır olan bu “şey” herkesten önce gösterilmiş, fikirleri alınmıştı. “Yüzyılın icadı” olarak lanse edilen bu “şey” iki tekerlekli bir tür taşıt idi. Şebeke elektriğiyle şarj ediliyor ve iki tekerlekli olmasına rağmen kendi kendine devrilmeden durabiliyordu. Üzerindeki kişinin öne doğru eğilmesi hareket etmesini sağlıyordu. Geriye doğru gitmek için ise geriye doğru hafif eğilmek yeterliydi. Yanlara dönmek için ise ellerin tutunduğu “gidon” çevriliyordu. Asıl adı da Segway Human Transporter (HT) idi. Sonra Personel Transporter (PT) oldu (www.segway.com).

Çok büyük beklentiler ile 2001 yılının sonlarında lanse edilen bu araç, bir çok kişide hayâl kırıklığı yaratsa da zamanla yavaş yavaş yaygınlaşmaya başladı. Önceleri bunun yaya yolundan gitmesine itirazlar geldi. Ne de olmasa o motorlu bir araçtı. Ama bu sorunlar ve benzerleri birçok yerde zamanla aşıldı. Önceleri meraklıların satın aldığı bu araç, daha sonra farklı işlerde de kullanılmaya başlandı. ABD’de giderek yaygınlaşıyor. Diğer ülkelerde de yaygınlaşmaya başladı. Ülkemizde çok az sayıda olsa da zamanla yollarda görmeye başlarız. Segway’in Türkiye (www.segway.com.tr) temsilciliğinin açılmış olması, İstanbul dışında da bayilerinin olması yaygınlaşmasını hızlandıracaktır. Ayrıca, internetten de satın almak mümkün (www.store.com.tr). İstanbul’daki Rahmi M. Koç Müzesinde ilk nesil Segway PT’yi yakından görmek mümkün. CeBIT sırasında FIRST LEGO Robot Ligi Turnuvalarının tanıtım standında yer alıyordu. Stanttaki arkadaşım Mert Balın’ın antrenörlüğünde Segway’e binme fırsatı buldum. Gayet keyifli ve yerine göre çok kullanışlı bir araç.

Segway PT, gerçekten bir robot araç. Tam bir ileri teknoloji ürünü. Birbirinin aynı olan çok gelişmiş iki kumanda bilgisayarına sahip. Bunlardan birisi arızalansa bile diğeri sizin güvenliğinizi sağlıyor. Beş tane jireskop ve iki akselometre sayesinde araç üç boyutlu olarak durumunu tespit edip, kullanıcısının isteklerine göre her türlü arazi koşulunda sürüşü güvenli bir şekilde sağlıyor. Kullanılan elektrik motorları oldukça kuvvetli olmalarına rağmen az elektrik tüketiyor ve gürültü çıkarmadan çalışıyor. Şarjlı piller de lityum-iyon tipinde yüksek kapasiteli ve güvenilir piller. Segway’i elektrik prizine takıp bir cep telefonu gibi kolayca şarj ediyorsunuz.

İkinci nesil modellerinde yanlara dönüşleri daha da kolaylaştıran ve hareket halindeyken daha ahenkli sürüşü sağlayan bir değişiklik yapıldı. Ellerin tutunduğu gidon dönülecek yöne doğru eğilerek dönüş gerçekleştiriliyor. Hızlı giderken bu yöntem çok daha dengeli bir sürüş sağlıyor.

Segway’in değişik kullanım alanlarına yönelik birçok modeli mevcut. Ayrıca çok çeşitli aksesuarlara da sahipler. Segway’lerin hızı 20 km/saat’e kadar çıkabiliyor. Menzilleri ise 24 ile 38 km arasında kullanım şartlarına göre değişiyor. Hepsi şık bir görünüme sahip olsa da, kısıtlı sayıda üretilen Ferrari modeli çok daha şık ve havalı haliyle…

Segway’in ar-ge mühendisleri standart teknolojilerini kullanan çeşitli ürünler de geliştiriyorlar. Bunların kimisi yine iki tekerlekli, kimisi ise de dört tekerlekli. Her türlü arazide spor ve askeri amaçlarla kullanılabilecek taşıtların örneklerinden biri Centaur. Konsept olan bu araç, dört tekerlekli bir motosikletten (ATV) çok daha hafif ve çevik, güvenli. Segway PT’ye “x” (makas) şeklindeki bir şaseye iki tekerlek, üç amortisör, gidon ve oturma yeri (sele) eklenerek yapılmış çok eğlenceli bir arazi aracı.

Gelecekte otomobillerle birlikte kullanılmasına dönük çalışmalar da yapılıyor. Opel’in konsept otomobili Flextreme’in arka bagajının altında iki Segway PT yer almakta. Kullanıcı şehir içinde istediği yere vardıktan sonra otomobilini park edip, yürüyerek gideceği yere Segway ile kolaylıkla ulaşabilmekte. Segway’i kolayca otomobilden çıkarabilmekte, yine kolayca bagaja geri koyabilmekte.

Segway’in mucidi Dean Kamen, gerçekten büyük bir mucit. Günlük yaşantımızı kolaylaştıran icatları var. İlk otomatik insülin iğnesi ve basamakları çıkabilen tekerlekli sandalye gibi icatları yanında kurduğu FIRST vakfı (www.usfirst.gov) ile çocuk ve gençlerin teknolojiyi yakından tanıması ve kullanması için çabalıyor. FIRST’ün yarışmalarına dünya çapında onbinlerce çocuk ve genç katılıyor. Bunun bir ayağı olan FIRST LEGO Ligi ülkemizde de yıllardır düzenlenmekte (www.robotlar.com).

Radar Öncesinin Akustik Radarları “Tele-Kulak”lar

2007'Aralık

Radarların ilk denemeleri 1900’lerin başına dayanır. Pratikte kullanılmaya başlanmaları ise 1930’ları bulmuş. Hele de II. Dünya Savaşı, radarların kendilerini ispatladıkları, orduların gözü-kulağı haline geldikleri bir dönem olmuş. Radarlar, hava ve deniz araçlarının uzaktan tespit edilmesinde bu kadar önemliyse, daha öncesinde ne yapılıyormuş dersiniz?

Radar öncesinde hava ve deniz araçlarının uzaktan tespitinde en çok kullanılan yöntem tabii ki çıplak göz ya da dürbün gibi optik araçlar kullanmakmış. Gündüz ve açık bir havada, açık alanlarda optik araçlar çok işe yarıyor. Fakat, özellikle savaş zamanında düşmana son ana kadar kendini göstermeden saldırmak önemli olduğunda, gece ve hava görüşünün (sis, pus, bulutlar) iyi olmadığı zamanlar daha da tercih edilir olmuş. Henüz radarlar pratik kullanıma geçmediğinden ordular buna çözümler geliştirmişler. Bunlardan en ilginç olanları arasında sesin algılanmasına dayalı olanlar. Uzaktaki deniz ve de özellikle de hava araçlarının çıkarmış olduğu sesleri algılamak ve bunların yönlerini tespit etmek için çeşitli akustik araçlar geliştirilmiş.

Akustik uzaktan tespit araçlarının bir çoğu büyük bir “kulak”. Bunlara “tele-kulak” da diyebiliriz. Birçoğu huni ya da çanak antenlere benzeyen bu düzenekler, sesin odaklanarak yükseltilmesi prensibine dayanıyor. Sesin geldiği yönü hassas bir şekilde tespit edebilmek için genelde iki “kulak” kullanılıyor. Hava araçlarının yüksekliğini de tespit edebilmek için iki kulak daha ekleniyor. Nesnenin yatay ve düşey yönlerini tespit için toplam dört kulak yeterli. Bazısında kulakların şekilleri, sayıları ve yerleştirilme biçimleri çok farklı.

Tek kulaklı devasa çanaklar ve ses yankı duvarları genelde sabit ve betondan yapılmış. Diğerleri ise mobil. Bunlar tekerlekleri sayesinde kullanılacakları yerlere taşınıyorlar. Kısa bir sürede sabitlenerek kullanıma hazır hale getirilebiliyorlar. Bazılarını kullanmak için tek operatör gerekli iken, kimisi iki ya da daha çok personele ihtiyaç duyuyor. İki operatörlü olanlarda genelde birisi yatay, diğeri de düşey pozisyonu tespit ediyor.

Büyük saldırılarda çok sayıda uçak kullanıldığı ve bunlar birçok yönden saldırabileceği için tele-kulaklardan oluşan bataryalar oluşturulmuş. Çok sayıdaki tele-kulak bir arada kullanılarak çok sayıdaki hedefin ayrı ayrı tespit edilebilmesi sağlanmış.

Koordinatları tespit edilen düşman araçları top ya da uçaksavarları yönlendirerek daha yaklaşmadan yok edilmeleri için kullanılıyor. Özellikle gece ve olumsuz hava koşullarında düşmanın zamanında tespit edilmesi ve çok yaklaşmadan yok edilmesi ya da geri püskürtülmesi çok avantaj sağlamış. Bunu gören birçok ordu, kendi tele-kulaklarını geliştirmiş ve kullanmış. Fakat radarların kullanıma girmesi ve yaygınlaşması ile bir süre sonra bunlar devre dışı kalmış.

Zihni Sinir’in Porof’luktaki 30. Yılı!

2007'Kasım

Bir devre damgasını vuran efsanevi Gırgır dergisinde 1977 yılında, yani bundan tam 30 yıl önce ‘Türk usulü’ bir bilim adamı olarak ortaya çıkan Porof. Zihni Sinir karakteri, İrfan Sayar tarafından çizilmeye başlandı. Aradan geçen bu kadar yıl içerisinde Zihni Sinir; ilginç, yaratıcı ve yenilikçi (‘inovatif’) fikirlerin bir simgesi haline geldi. Bugün, icat deyince birçoğumuzun aklına Zihni Sinir geliyor.

Zihni Sinir’in sevenleri Gırgır dergisi ile büyüyenlerle sınırlı değil. Bugün yaşı ‘kemal’e ermişlerin yanında henüz okula gitmeye başlamamış yaşta olan hayranlara da sahip. Zamanında Zihni Sinir’i hayranlıkla Gırgır’dan takip edenlerin çocukları şimdi TÜBİTAK Bilim ve Teknik dergisi, Sobe dergisi ve kitaplarından takip etmeye devam ediyorlar. İrfan Sayar, okullar ve üniversiteler tarafından devamlı davet ediliyor. Buralarda verdiği seminerlerle çocuk ve gençlerin bilim ve teknolojiyi sevmesi, yaratıcılıklarının gelişmesi, yenilikçi fikirlerin oluşmasına katkıda bulunuyor. İş dünyasının çeşitli etkinliklerinde de Zihni Sinir yer alıyor. Şirket eğitimlerinde de Zihni Sinir’i model olarak alanlar oluyor.
Bunların dışında http://www.zihnisinir.com/ web sitesi de diğer bir iletişim yolu. Web sitesindeki sanal Zihni Sinir Üniwwwersite ise bambaşka bir alem!..

Zihni Sinir Proceler Kumpanyası Doğuş Power Center’da
İrfan Sayar’ın Zihni Sinir procelerinin iki ve üç boyutlu örneklerinden oluşan sergisi eylül ayı ortalarında İstanbul Maslak’ta Doğuş Power Center’da açıldı. 30. ylın kutlandığı sergi, yıl sonuna kadar devam edecek. Çok sayıdaki proce’nin karikatür çizimleri çeşitli ebatlarda sergileniyor. Kimisi devasa boyutlara sahip (7 metre)!

Bunların yanında birçok üç boyutlu proce de yer alıyor. Bunlardan biri olan Zihni Sinir “yaya” arabası sizi kapıda karşılıyor. Yumurta tokuşturma makinesi, çek-yatlı park bankı, kaşık makinesi bunlardan sadece bir kaçı. Daha önce hiçbir yerde sergilenmemiş proce’lerden biri komik X-Ray cihazı. Cihazın içinden geçen kişinin ‘röntgen’ini çekip ekrana yansıtıyor. Diğer bir proce ise ayakkabı boyacısı robotu. İki kolu bulunan bu robot, ayakkabılarınızı fırçalıyor, boyuyor.

Porof. Zihni Sinir’in Asistanı Ziya
Yıllar önce (2002 yılı) Ankara’da ODTÜ Robot Günleri’nde İrfan Sayar ile tanıştım. Onunla tanışan birçok Zihni Sinir hayranı gibi bazı procelerimden bahsettim. Daha sonra İstanbul-Taksim’deki atölyesini ziyaret ettim. Procelerimden daha detaylı bahsetme fırsatı buldum. Bu başlangıç yıllar süren bir dostluk ve ortak çalışmanın başlangıcı oldu. İrfan Sayar’la çeşitli proceler üzerinde çalıştık. Bugün ürüne dönüşmüş bazı ortak çalışmalarımız oldu. Özellikle küçük “mucit”lerin yetişmesine katkıda bulunan robotik ve elektronik atölye çalışmalarını, Taksim’deki Zihni Sinir atölyesi başta olmak üzere değişik mekânlarda düzenledik. Daha yapacak, dünyaya getirecek birçok procemiz var. Bunlardan en büyüğü ise “Disneyland” benzeri bir Zihni Sinir şehri kurmak…