21 Nisan 2010 Çarşamba

Guiness Rekortmeni Pilli Robot Mr. EVOLTA

2009'Eylül

Yıllardır ne kadar uzun ömürlü olduğunu bize kanıtlamaya çalışan, ekranlara aşina olan Duracell’in “pilli ayıcığına” rakip olarak çıkan Panasonic’in Mr. EVOLTA “pilli robotu”, iki yılda iki dünya rekoru kırarak kendini ispatladı. Normal bir alkalin pile göre yaklaşık iki kat daha uzun ömürlü olan EVOLTA pilleri kullanılarak yapılan rekor denemelerinde, EVOLTA’nın maskotu robot, performans aktörü olarak yer alıyor.

İlk Hedef 530 Metrelik Tırmanış
Geçtiğimiz 2008 yılının Mayıs ayında ilk rekor denemesi yapılmış. Hedef olarak da ABD’deki ünlü Büyük Kanyon’daki bir uçurum seçilmiş. Yüksekliği 530 metre olan bu uçuruma yerleştirilen ince halatı tırmanan EVOLTA, tam 6 saat 46 dakikada tepeye ulaşmış. Boyu 17 cm, ağırlığı 130 gram olan EVOLTA robotu bu zorlu parkuru sadece iki tane EVOLTA (AA) kalem pil ile kesintisiz bir şekilde tırmanmış.
Guiness Dünya Rekorları yetkilileri tarafından da takip edilen bu rekor tırmanış her ne kadar robot tarafından yapılmış olsa da, Panasonic EVOLTA pilinin bir rekoru olarak kayıtlara geçmiş (“World’s Longest Lasting AA Alkaline Battery”). Buradaki başarı hem robotun hem de pilin tabii ki…

“La Mans 24h” Pistinde 24 Km
İkinci rekor denemesi ise Fransa’daki ünlü 24 saat yarışlarının yapıldığı “La Mans 24h” pistinde geçtiğimiz Ağustos ayında yapıldı. Bu sefer üç tekerlekli bir bisikleti süren EVOLTA robotu, 24 saat boyunca hiç durmadan pedal çevirerek yol almış. Bir turu 4.2 km olan pistte yaklaşık 5.6 tur atmış ve 23.726 km yol almış. Bütün bu yolu yine iki tane EVOLTA (AA) kalem pil ile tamamlamış.
Yarış sırasında robotun önünde “eskort” bir araç kullanıldı. Araç üzerinde süreyi gösteren bir elektronik pano dışında robotun pist üzerinde yönlendirilmesini sağlayan “uzaktan kumanda” de yer aldı.

Robotu Yapan Tomotaka Takahashi
Mr. EVOLTA robotunu tasarlayıp gerçekleştiren robot dünyasının ünlü bir robot akademisyeni Tomoto Takahashi. Kurucuları arasında yer aldığı Kyto Üniversitesi Robo-Garage, çok başarılı robot çalışmalarıyla adından söz ettiren bir araştırma-geliştirme merkezi. İnsansı minik robotlar alanında birçok ürüne sahipler.

Takahashi’nin robot çalışmaları arasında, RoboCup robotlar arası yarışmalarında futbolda oldukça başarılı olan VSTONE-Osaka takımı, satışa sunulan minik insansı robot seti MANOI, Chroino ve Female Type (FT), Tmsuk için geliştirilen Enryu T-52 ilk akla gelenlerden birkaç tanesi.

www.panasonic.com/evolta/EVOLTA_MrEvolta.html

http://www.robo-garage.com/

ABD’nin Yeni Mobil Askeri Robot Gücü


2009'Haziran/Temmuz

Geleceğimizin dünyasında robotların yeri belli. Onları her yerde göreceğimiz garanti. Ama en önce göreceğimiz yerlerin başında askeri alanlar olacağı da muhakkak. Ne de olmasa en çok para askeri alanda!..

ABD’nin en iddialı mobil askeri robot gücü arasında Boston Dynamics’in, mali finansörü DARPA ve diğer ortaklarıyla geliştirdikleri robotlar yer alıyor.

En zorlu arazi koşullarının robot katırı BigDog!
Boston Dynamics’in gurur kaynağı BigDog, gerçekten çok iddialı bir robot. Kısaca onu “katır robot” olarak tanımlayabiliriz. Her türlü zorlu arazide hareket yeteneğine sahip bu robot, şimdilik daha çok lojistik amaçlı. Görevi askerlerin silah, cephane ve diğer yüklerini taşımak. Hidrolik sistemle çalışan simetrik dört ayağı ile hareket ediyor. Taşlı, çamurlu, buzlu alanlarda çok dengeli bir şekilde yol alabiliyor. Arazinin eğimli olması da onu pek etkilemiyor. Gerektiğinde koşabiliyor, sıçrayabiliyor, hatta şimdilik kısıtlı da olsa engellerin üzerinden atlayabiliyor.

Üzerindeki gelişmiş bilgisayar, stereo kamera görüntü, jiroskop, yön bulma (navigasyon) sistemleri sayesinde kendi kendine (otonom) olarak ya da uzaktan kumandayla hareket edebiliyor. “Hacıyatmaz” gibi çok başarılı bir denge sistemine sahip. Tanıtım filmlerinde buz üzerinde yanlardan aldığı darbelerle bile devrilmediği, dengesini başarıyla koruyabildiği açıkça görülüyor.

Yeni modellerinde amfibi özelliklerinin geliştirilmesiyle derin suyun içinden bile geçebilecek. Şimdilik en büyük dezavantajı enerjisini sağlamak için üzerinde taşıdığı jeneratörün çıkardığı ses. Buna da zamanla iyi bir çözüm bulunacaktır elbet.

Bu da LittleDog
Henüz BigDog kadar becerikli olmasa da gelecekte büyük işler başaracak LittleDog. BigDog gibi o da her türlü arazi koşulunda hareket edebilecek şekilde geliştiriliyor. Simetrik dört ayağa sahip. Her ayak üç elektrik motoru ile hareket ettiriliyor. Üzerindeki lityum polimer şarj edilebilir piller sayesinde kesintisiz olarak 30 dakika hareket edebiliyor. Geliştirme çalışmaları robotik konusunda ABD’nin önde gelen MIT, Carnegie Mellon, Stanford gibi üniversitelerinde devam ediyor.

Süper RHex
O da her türlü arazide hareket edebiliyor. Hareket sistemi ise biraz farklı. Yarım daireye benzer yarı esnek altı ayağının kendi eksenleri etrafında dönmesi ile hareket ediyor. Bu sistem sayesinde çamurlu, taşlı, otlu alanlarda bile hareket yeteneği sağlıyor. Paytak paytak yürümesi de onu sevimli ve komik yapıyor. Ayakların yerine kısa yüzgeç paletler takılarak su altında yüzerek de hareket edebiliyor. Aynen su kaplumbağaları gibi.


Düz duvara tırmanan RiSE
İkişer elektrik motoruyla hareket eden altı ayağı ve denge kuyruğu ile tam bir hayvan şeklindeki bu robot, her türlü düz duvara tırmanabiliyor. Boyu 25 cm, ağırlığı 2 kg. Saniyede 30 cm tırmanabiliyor Üçüncü modelli dört ayaklı ve ağaç direklere tırmanabiliyor.


30 Mart 2010 Salı

BJK Koleji’nde Bilim Müzesi

2009'Mayıs

Ülkemizin önde gelen eğitim kurumlarından Bahçeşehir Uğur Eğitim Kurumları geçen yıl haziran ayında Bahçeşehir Bilim ve Teknoloji Lisesi öğretmen ve öğrencilerinin desteğiyle Bahçeşehir Kolejinde bir Bilim Müzesi hizmete sokmuşlardı. Daha sonra “Bilim Merkezi” konseptindeki bu müzenin bir benzeri İzmir-Karşıyaka Belediyesi işbirliği ile İzmir’de açıldı.

Geçtiğimiz günlerde (21 Mayıs) de bu müzelere üçüncüsü İstanbul Levent’teki BJK Koleji bünyesinde açıldı. Müzenin açılış törenine okulun öğrenci ve velileri, Beşiktaş Kulübü yöneticileri, İstanbul İl Milli Eğitim Müdürü Ata Özer, Beşiktaş Belediye Başkanı İsmail Ünal, Bağcılar Belediye Başkanı Lokman Çağrıcı ve Bahçeşehir Uğur Eğitim Kurumları Başkanı Enver Yücel katıldı.
Bilim ve teknolojiye büyük önem veren Bahçeşehir Uğur Eğitim Kurumları Başkanı Enver Yücel, açtıkları bu 3 bilim müzesi ve ülkemizin ilk Fen ve Teknoloji Lisesini (öğrenciler %100 burslu!) açarak bunu net bir şekilde gösterdiler. Bir yıl gibi kısa bir süre içinde 3 bilim müzesi açarak sanırım dünyada eşi benzeri olmayan bir rekor kırdılar. Bunlara yeni müzeler de ekleyecekleri de muhakkak. Az ya da çok bu konuda katkısı olan herkesi ayrı ayrı tebrik etmek ve teşekkür etmek hepimizin borcu.
Her yaştaki ziyaretçiye açık bu müzelerin hedef kitlesi 12-15 yaşlarındaki öğrenciler. Derslerde öğrendiklerini farklı ve eğlenceli uygulamalarla pekiştirebilecekleri, tecrübe edebilecekleri bu ortamlar çok faydalı. Özellikle çok soğuk bir ısıdaki sıvı azot ile doldurulan “süper iletken tren”in manyetik ray üzerinde havaya kalkıp, hiçbir yere değmeden hareket ettirilmesi, küçük-büyük herkesin çok büyük ilgisini çekiyor.
Müze, pazartesi günleri hariç diğer günler 10:00-16:00 saatleri arasında ziyaretçilere açık. Ayrıca, eylül ayı başına kadar müzeye giriş de ücretsiz.

Geçen yıl açılan Bahçeşehir Koleji Bilim Müzesi’ni bugüne kadar 15 bin’i aşkın ziyaretçiyi ağırlamış. İzmir Karşıyaka’daki Bilim Müzesi de özellikle okullardan gelen ziyaretçilerle dolup taşıyormuş.

http://www.bjkkoleji.k12.tr/

http://www.bilimmuzesi.com/
Deney İstasyonlarından Bazısı
 Süper İletkenlik
 Animasyon Praksinoskobu
 İlginç Aynalar
 Havada Görüntü
 Newton Beşiği
 Dalga Hareketi
 Gitar Telleri
 Sabun Köpüğü
 Süper Kulak
 Elektrostatik Gösterge (Elektroskop)
 Van de Graff Jeneratörü
 Plazma Topları
 Kum Sarkacı
 Sürtünme
 Kaldıraçlar
 Rüzgar ve Güneş Enerjisi İle Elektrik Üretme
 Elektrik Akımının Etkileri
 Manyetik Alanın Etkileri
 Batar mı, Yüzer mi?

Segway’den “Çift Oturgaçlı Götürgeç”

2009'Mayıs

Ülkemizde henüz yaygınlaşmamış olsa da Segway’i (ya da Ginger/Zencefil’i) tanımayan pek yok gibi. Segway başta ABD olmak üzere Türkiye dahil çok sayıda ülkede satılıyor. Çıkmadan önce iddia edildiği gibi hızla günlük yaşama girememiş olsa da gelecekte iddiasını gerçekleştirmek için durmadan geliştiriliyor. Bu arada farklı konseptlerde alternatifler de geliştiriliyor.

Segway’in General Motors (GM) ile birlikte çalıştığı yeni deneysel çalışmanın adı Personal Urban Mobility & Accessibility (P.U.M.A.). Standart Segway HT’ler ayakta sürülüyorken, PUMA’da oturarak sürülüyor. Diğer önemli bir fark, iki kişilik olması. Belki ileride yolcu sayısı daha da artabilir.

PUMA’nın en büyük avantajı seyahat menzilinin Segway HT’ye göre iki kattan fazla artmış olması. HT ile yaklaşık 10 km olan menzil, 20 km’nin üzerine çıkmış. Bu menzil gidiş-dönüşe göre. Yani tek şarj ile 40 ilâ 56 km arasındaki bir mesafeyi kat edebiliyor. Akülerin geliştirilmesiyle bu menzil daha artabiliyor. Ayakta uzun mesafeli yolculuk yapmak her açıdan şık değil. Yolcuların oturarak bu mesafeyi kat edebilmesi yol yorgunluğunu azaltması açısından önemli.

Yol şartlarına göre hız 56 km/saate kadar çıkabiliyor. HT’ler ise en yüksek hız 20 km/saat. Uzun mesafeli yolculuklarda süreyi azaltmak için hızın yüksek olması avantaj sağlıyor. PUMA’nın önündeki cam ve korunaklı yapısı bu hız için yeterli. Gelecekte eğer satışa sunulacak olursa çok şık ve daha güvenli bir kabine sahip olacak. O zaman çok daha hızlı bir PUMA göreceğiz muhtemelen.

Bir otomobile göre çok daha basit bir şekilde PUMA sürülebilmekte. Segway HT’de olduğu gibi içgüdüsel olarak hareket etmek yeterli. HT’de ileri gitmek için öne, durmak ya da geriye doğru gitmek için geriye eğilmek, sağ-sol dönüşler için kolu o yöne eğmek yeterli. PUMA’da vücudu eğmek yerine direksiyon kolunu eğmek gerekiyor. İleri-geri gitmek için direksiyon kolunu itmek ya da çekmek yeterli. Dönüşlerde, otomobildeki gibi direksiyon kolu dönülecek yöne döndürülüyor. Manevra kabiliyeti çok yüksek olan HT ve PUMA’da kendi ekseninde 360 derecede dönmek mümkün. Yani dönüş yarıçapı “0”, olduğu yerde geriye bile dönebiliyor. Dar yollarda ve dar alana park etmede çok büyük bir avantaj.

PUMA şimdilik deneysel bir proje. İki Segway HT’nin birleştirilmesiyle temel yapı oluşturulmuş. Ortadaki tekerlekler iptal edilmiş. Özel bir direksiyon kolu eklenmiş. Taban üzerine iki koltuk ve bunları çevreleyen ve ön tarafında cam olan bir kaporta ile daha güvenli hale getirilmiş. Gelecekte satışa sunulup-sunulmayacağı henüz belli değil. Fakat görünüşe bakılırsa gelecek vaad eden ve er ya da geç seri üretime geçecek bir konsept. Özellikle şehir içi trafiğe önemli bir çözüm getirebilir. Harcadığı enerji elektrik enerjisi ve çok hesaplı. Sıkışık trafikte durduğu yerde enerji harcamıyor, herhangi bir egzoz gazı çıkarmıyor, etrafı kirletmiyor. Kısacası güzel bir çevreci alternatif ulaşım aracı…

“Deneysel” Personal Urban Mobility & Accessibility (P.U.M.A.)
  • Segway ile General Motors (GM) ortak çalışması
  • 2 kişilik
  • Menzili 40 ilâ 56 km
  • Saatteki hızı 56 km’ye kadar çıkabiliyor
  • Direksiyon kolunu ileri itince hızlanıyor, geri çekince duruyor, geri gidiyor
  • Dönüşler direksiyon döndürülerek yapılıyor
  • Dönüş yarıçapı “0”! Kendi ekseni etrafında dönebiliyor
  • Dijital gösterge paneli kablosuz iletişimle çalışıyor
  • Lityum-İyon şarjlı pillerle çalışıyor
  • 5 ilâ 8 saatte pilleri şarj edilebiliyor (Şarj maliyeti ABD’de sadece 60 cent!)
  • Ağırlığı 136 kg
  • Henüz deneysel bir çalışma olduğu için ileride satılıp-satılmayacağı belli değil
www.segway.com/en-v * Güncelleme: Segway EN-V Project, yeni konsept (30.03.2010)

2009 Robot Yarışmalarına Rekor Katılım

2009'Nisan

2002 yılında Türkiye’nin ilk üniversite robot topluluğu ODTÜ Robot Topluluğu’nun girişimleri ile başlayan robot yarışmalarının sayısı da, katılımcıları da her yıl katlanarak artıyor. Yarışma sayılarının artması ve ilginin artması ile katılım çığ gibi büyüyor.

Ankara’da ODTÜ Robot Günleri, Milli Eğitim Bakanlığı Robot Yarışması ve Çankaya Üniversitesi RoboÇankaya Robot Etkinlikleri, İstanbul’da FLL Türkiye Turnuvaları ve İTÜ Robot Olimpiyatları, son olarak da Isparta’da Süleyman Demirel Üniversitesi’nde yapılacak IJRCS ile robot yarışmaları takvimi çok yoğun.

FIRST LEGO Ligi (FLL) Türkiye Robotik Turnuvaları
27 Şubat - 1 Mart tarihleri arasında önceki yıllardaki gibi İstanbul Feshane Uluslararası Kongre Kültür ve Fuar Merkezinde gerçekleştirilen turnuvaya Türkiye’nin dört bir yanından gelen 80 robot takımı katıldı. Turnuvanın performans kısmında her yıl olduğu gibi kıran-kırana bir çekişme yaşandı. Final karşılaşması İstanbul Hasköy İlköğretim Okulu “Altınboynuz” ile TED Alanya Koleji robotik takımı “TED BİDON” arasında yapıldı. Kazanan Alanya’lı gençler oldu.

http://www.fllturkiye.org/


Milli Eğitim Bakanlığı 3. Robot Yarışması
Bu yıl 437 takım başvurusunun kabul edildiği MEB yarışması 5-6 Mart tarihlerinde Ankara’daki Selim Sırrı Tarcan Spor Salonunda yapıldı. Bu yıl da katılımcıların çoğu meslek ve teknik liseleriydi. Karabük Üniversitesi dışında ilk dereceleri hep meslek ve teknik liseleri kazandı. İstanbul Özel Gökkuşağı Fen Lisesi aralarından sıyrılıp serbest kategoride üçüncülüğü kazandı.

http://etogm.meb.gov.tr/index.asp?sayfa_id=007&konu=giris


6. Uluslararası ODTÜ Robot Günleri
Robot yarışmalarının öncüsü ODTÜ Robot Günleri güzel bir zamanlama ile MEB Robot Yarışmasının hemen sonrasında 7-8 Mart tarihlerinde Ankara ODTÜ’de düzenlendi. MEB’te olduğu gibi çok sayıda katılımın (366 takım) olduğu yarışmalarda Serbest, Çizgi İzleyen, Sumo ve Mini Sumo gibi geleneksel dallar dışında Çoklu Mini Sumo, Slalom, Çöp Toplayan, Merdiven Çıkan dalları da yer aldı.

MEB’in robot yarışmasının da etkisiyle son yıllarda meslek ve teknik liselerin üniversitelileri gölgede bırakmaya başladığı yarışmalarda en yüksek katılım diğer yarışmalarda da olduğu gibi Çizgi İzleyen’de oldu. Yarışmalar dışında da çeşitli etkinliklerin yer aldığı ODTÜ-RG’de, Aselsan’ın küçük bir tanka benzeyen devriye robotu ve serbest dalda yarışan birçok robot ilgi çekti.

http://www.odturobotgunleri.org.tr/


Çankaya Üniversitesi RoboÇankaya 2009
Geçen yıl ilki Çankaya Üniversitesi Yapay Zeka ve Robotik Topluluğu tarafından düzenlenen RoboÇankaya Robot Etkinliklerinin ikincisi Ankara Çankaya Üniversitesinde 4-5 Nisan tarihlerinde gerçekleştirilecek. Geçen yıl benim de konuşmacı ve jüri üyesi olarak katıldığım etkinliklerin yarışma kısmında sadece Serbest dal bulunurken, bu yıl Çizgi İzlen, Sumo ve Mini Sumo gibi dallarda da yarışmalar yapılacak.

http://www.robocankaya.org/


İTÜ Robot Olimpiyatları 2009
Sıradaki yarışmalardan biri de Nisan ayının 16-18 tarihleri arasında gerçekleştirilecek İTÜ Robot Olimpiyatları. Standart yarışmalar yanında Silindir Taşıma, Yangın Söndüren, Süpürge, Kendini Dengeleyen Robot gibi farklı yarışmalar yer alıyor. Bunların yanında seminer, söyleşi ve panel türü etkinlikler de yer alacak.

http://www.ituro.itu.edu.tr/


IJRCS 2009: International Joint Robotic Competition and Symposium
Geçen yıl KKTC Doğu Akdeniz Üniversitesi’nden düzenlenen bu etkinlik bu yıl 20-24 Mayıs tarihleri arasında Süleyman Demirel Üniversitesi’nde Isparta’da düzenlenecek. Çeşitli yarışma, sunum ve atölye çalışmaları katılımcıları bekliyor.

http://www.ijrcs.org/

12 Ocak 2010 Salı

Yeni Otomobilinizi Nasıl Alırdınız? Hibrit mi, Hidrojen’li mi…

2009'Mart

Yüzyıllardır yaktığımız fosil yakıtlar ve diğer etkenlerle dünyamızın dengesini bozduk, onu hasta ettik!.. Dünyamızın ateşi yükseldi. Biz böyle davranmaya devam edersek ateşi daha da yükselecek. Buzullar eriyecek, sıcaklıklar artacak, mevsimler ortadan kalkacak…

Bu arada yaka yaka petrol kaynaklarını iyice azattık. Petrol fiyatları bir süre öncesine kadar korkunç yükseldi (neyse son zamanlarda biraz insafa geldiler). Bizler de birer petrol bağımlısı olarak mecburen bu fiyatlara boyun eğiyoruz.

Araçlarda yakıt olarak kullandığımız petrol hem dünyayı kirletiyor, hem pahalı hem de bitmek üzere. Peki yok mu bunun bir alternatifi? Ne yazık ki şimdilik pratik bir alternatif bulunabilmiş değil. Şu anda en önemli adaylar hidrojen ve elektrik. Bir de geçiş süreci için hibrit’ler var…
Hidrojen’li Otomobiller
Hidrojen en basit ve en hafif element. Oksijenle bir araya konulduğunda doğalgaz ve LPG gibi küçük bir kıvılcımla patlıyor. Sonuç patlamayla oluşan enerji (basınç ve ısı) ve hidrojen ile oksijenin birleşmesiyle su buharı. LPG (tüpgaz) ve doğalgazla çalışan benzinli (patlarlı) motorlarda olduğu gibi hidrojeni benzin yerine kullanmak mümkün. Ama çok daha iyisi ve konforlusu yakıt hücreleriyle hidrojen ve oksijeni birleştirip su buharına çevirirken elektrik elde etmek ve bununla aracı hareket ettirmek. Yani patlarlı motor yerine elektrik motoru kullanmak.
Hidrojenle çalışan yakıt hücreli otomobillerde önemli gelişmeler sağlandı. Hatta Honda’nın FCX Clarity adındaki hidrojenle çalışan otomobilini geçtiğimiz yılın ortalarında seri üretime geçti. ABD’de ve daha sonra Japonya’da kullanılmaya başlandı. Pilot bölgelerdeki hidrojen istasyonlarında depolarını dolduran otomobillerin dış görünüş ve kullanım açısından benzinli ve dizel otomobillerden bir farkı yok. En büyük fark egzozdan CO2 yerine H2O yani su buharının çıkması.

Geleneksel otomobillere göre birçok yönden avantajlı olan hidrojenli otomobillerin yaygınlaşmasının önündeki en önemli engellerden birisi hidrojenin elde edilme süreci. Hidrojeni elde emek şimdilik çok pahalı. Önemli bir miktarda enerji kullanılması gerekiyor. Bu enerji de genelde elektrik. Elektrik de sadece hidroelektrik santrallerinde elde edilmiyor. Yerine göre petrol, doğalgaz, kömür gibi fosil yakıtlar, yerine göre de nükleer santrallerde radyoaktif yakıtlar da yaygın olarak kullanılıyor. Bu durumda aslında çok bir şey değişmiyor… Şimdilik umut rüzgâr ve güneş enerjisinin yaygınlaşmasında…

Hidrojeni elde etme sürecinin dezavantajları dışında, yakıt hücrelerinin de oksijen tükettiğini ve çıkan su buharının gelecekte “sera etkisi”ne katkıda bulunacağı gibi noktalar da var ayrıca.
Hibritler Hızla Yaygınlaşıyor
Toyota’nın Prius’u ile yaygınlaşan hibrit otomobiller, aslında birer benzinli otomobil. Benzinli motor yanında elektrik motoru ve enerjiyi depolayan ekstra aküleri var. Sıkışık trafikte, kırmızı ışıkta beklerken gereğinden fazla enerji harcamak yerine elektrikli motor ve aküler devreye giriyor ve sadece gerektiği kadar enerji harcanıyor. Gerektiğinde benzinli ve elektrikli motor birlikte çalışıyor ve ekstra tork elde ediliyor. Frenleme sırasında elektrik motoru bir dinamo gibi çalışıyor ve hem elektrik üretiyor, hem de aracı yavaşlatıyor. Elde edilen elektrik daha sonra elektrik motorunu hareket ettirmek için kullanılarak, enerjinin israfı kısmen de olsa azaltılıyor.

Toyota’nın Prius’u özellikle ABD’de çok popüler. Üçüncü nesil Prius’lar çok daha verimli ve kullanışlı. Toyota’nın diğer hibritleri Camry ve Highlander (jip). Diğer otomotiv üreticileri de birçok modeli piyasaya sürdüler. Ülkemizde şimdilik sadece Honda Civic’in hibrit modeli satılıyor. Geçtiğimiz aylarda Honda yeni hibrit aracı Insight’ı da satışa sundu.

http://www.honda.com/
http://www.honda.com.tr/

http://world.honda.com/FuelCell/
http://world.honda.com/FuelCell/FCXClarity/

http://world.honda.com/Hybrid/
http://world.honda.com/INSIGHT/
http://world.honda.com/CIVICHYBRID/
http://world.honda.com/Hybrid/AccordHybrid/

http://www.toyota.com/
http://www.toyota.com.tr/

Honda’nın ASIMO’su, Toyota’nın Müzisyen Partner Robotları

2009'Şubat

Dünyanın iki otomotiv devi Honda ve Toyota’nın rekabeti robotik alanına da sıçradı. Çok uzun yıllardır ASIMO’suyla bu konuda lider olan ve “meydanı boş bulan” Honda, son yıllarda birden bire ortaya çıkan Toyota’nın “Partner” serisi robotlarıyla “ünvan” rekabetine girdi. Toyota, geliştirdiği birbirinden maharetli insansı robotlarıyla ASIMO’nun tahtına göz dikti. Hem de çok iddialı bir şekilde.

Honda’nın tek robotu ASIMO’ya karşılık Toyota her biri farklı özellikte Partner serisi içinde birçok robot geliştirdi. Bunların bir kısmı ayaklarıyla, bir kısmı tekerlekle hareket ediyor. En önemli özellikleri müzisyen olmaları. İlk tanıtılan Toyota robotu ayakları üzerinden yürümek dışında üflemeli bir çalgı olan trompeti ustalıkla çalabiliyordu. Toyota’nın ikinci “bombası” ise daha zor bir müzik enstrümanı olan viyolin çalan robotu oldu.
Bir robotun trompet ya da viyolin çalması hiç de kolay değil. Trompette uygun şekilde üflemek, enstrümanın tuşlarına basmak maharet istiyor. Viyolin çalmak çok daha zor. Uygun bir şekilde viyolini tutup yayı kullanmak ve tellere basmak zor iş. Bunlar da yetmezmiş gibi bir de müziğe eşlik ederek dans etmek…
Zamanla orkestrasını tamamlayan Toyota, müzisyen robotlarıyla oluşturduğu orkestrasıyla bir de konser verdi. Tabii Honda da ASIMO ile buna bir karşılık vermeliydi… Onlar da tutup ABD’de Detroit Senfoni Orkestrası ile minik bir konser verdiler. ASIMO, senfoni orkestrasını yönetti, şeflik yaptı. Orkestranın önüne geldiğinde yaptığı hareketlerle herkesi güldüren ASIMO, çok başarılı ve ciddi bir şekilde orkestrayı baştan sona yönetti.

Müzik alanındaki bu robotik rekabetin yanı sıra Honda ve Toyota farklı alanlarda da birçok çalışma yürütüyorlar. ASIMO’lar takım çalışmasını öğrendiler ve bir cafe’de garsonluk yaptılar. Gelen müşterileri girişte karşılayıp uygun masalara oturttular. Siparişleri aldılar. Hazırlanan siparişleri masaya servis yaptı. Aküsü azalan ASIMO’lar otomatik şarj ünitesi kioskuna giderken diğer ASIMO’lar onun yerine geçerek hizmetin kesintisiz ve hatasız yapılmasını devam ettirdiler.
Honda’nın ASIMO dışındaki bir çalışması yakında meyveleri verdi. Yürümekte zorlananlara ve ayakta çalışanlara yardımcı iki farklı robotik sistem geliştirdi. Birincisi kalçalardan hareketi kolaylaştırırken, ikincisi ayakları komple rahatlatan ve yürümeyi, ayakta kalmayı kolaylaştıran, yorulmayı azaltan bir robotik sistem. Bununla merdivenleri bile inip-çıkmak çok kolay. Bir gösteri de Honda’nın otomobil fabrikasında ayakta çalışan işçiler üzerinde yapıldı. İşçilerin mesaileri boyunca ayakta çok daha az yorulmalarını sağlayan bu cihaz yakında kullanıma da geçecek gibi görünüyor.

Toyota’nın diğer robotik çalışmaları arasında tek ayaklı robot, insan taşıyıcı iki ayaklı robot var. İnsanları taşıyacak tekerlekli çalışmalar da son sürat devam ediyor. Segway’in “Ginger”ı Human Transporter (HT)’ına benzeyen türden tekerlekli insan taşıyıcıların adı Winglet. Elektrikle çalışan Winglet’lerin üç farklı boyda modeli var. Hızları 6 km/saate kadar çıkabilen araçlar, 5 ilâ 10 km arasında bir menzile sahip.

Toyota’nın ayrıca minik bir arabaya benzeyen tek kişilik elektrikli “insan taşıyıcıları” da geliştiriliyor. Bunlar şehir içi ve kapalı alanlarda insanların kolayca ve çok az enerji tüketerek gezinmelerini sağlayacak robotik araçlar.

NASA-JPL’in “Teleferik” Buluş Yarışması

2009'Ocak

NASA’nın Jet Propulsion Laboratory (JPL) bölümü sosyal bir etkinlik olarak 1998 yılından beri “Invention Challenge” adında bir yarışma düzenliyor. Yarışmaya, JPL çalışanları ve müteahhitleriyle aileleri, çevredeki (Güney Kaliforniya) orta dereceli okullar katılabiliyor. Bu yarışmanın aynısı 2004 yılından beri ülkemizde de “Buluş Şenliği” adı altında yapılmakta. Lise öğrencilerinden oluşan okul takımları ve hobiciler yarışabilmekte.

Buluş Şenliği, teknik olarak bir mühendislik tasarım ve uygulama yarışması. Konusu her yıl değişen bu yarışmada, verilen parametrelere uygun çözümler tasarlanıp, bunlar uygulanıyor. Yarışmada ödüller performans ve prestij olarak ikiye ayrılıyor. En iyi üç performans ödülü yanında konuya da bağlı olarak değişebilen çeşitli prestij ödülleri yer alıyor. Bunlar; en yaratıcı, en sıra dışı, en artistik, en hafif ve en küçük gibi.

Ülkemizin alanlarında lider elektronik şirketleri İnform ve Özdisan ana sponsorluğunda bu yıl 5. düzenlenen yarışmanın konusu 5 metrelik gerilmiş bir çelik telden oluşan parkuru en hızlı gidip-gelecek bir “teleferik” yapmak. Problem basit gibi görünse de içinde basit olmayan mühendislik problemleri barındırıyor. Denge, parkurun sonuna kadar gidip geri dönmek ve hızlı olmak gibi. Bunların yanında mümkünse bir de en yaratıcı, en sıra dışı, en artistik, en hafif ve en küçük tasarım olmak...

Okullar dalında başvurunun çok olması nedeniyle yapılan ön elemeden sonra katılan 34 okul takımının 24’ü parkuru tamamlayabildi. Gidip dönmeyle 10 metreyi bulan parkuru takımlar en hızlı 3.26 saniyede, en yavaş 42.54 saniyede tamamlayabildiler. En hafif tasarımın ağırlığı sadece 6 gram, en ağır tasarım ise 950 gram (tasarımların ağırlığı 1000 gramın altında olmak zorunda). En hafif tasarım aynı zamanda en küçük hacimli tasarımdı ve sadece 16 cm3 idi.

Dereceye giren okul takımları:

1. ODTÜ Geliştirme Vakfı Özel Lisesi (3.26 sn.)
2. Özel Çakabey Lisesi (3.46 sn.)
3. Özel Sanko Lisesi (3.63 sn.)

En Sıra dışı: Arnavutköy Korkmaz Yiğit Anadolu Lisesi
En Yaratıcı: Arnavutköy Korkmaz Yiğit Anadolu Lisesi
En Artistik: Arnavutköy Korkmaz Yiğit Anadolu Lisesi
En Hafif: Özel Şişli Terakki Fen Lisesi (6 gr.)
En Küçük: Özel Şişli Terakki Fen Lisesi (16 cm3)

Hobiciler dalında ise 21 yarışmacı katıldı. En hızlı “teleferik” tasarımı yarışmanın rekorunu da kırarak parkuru sadece 3.22 saniyede tamamladı. Parkuru tamamlayabilen en yavaş teleferiğin süresi 25.81 saniye oldu.

Dereceye giren hobiciler:

1. Mehmet Kökçü (3.22 sn.)
2. Murat Duman – Murathan Duman (3.37 sn.)
3. Haluk Akçay (3.51 sn.)

En Sıra dışı: Mehmet Kökçü
En Yaratıcı: Haluk Akçay
En Artistik: Mehmet Kökçü
En Hafif: Ufuk Mutlu – Alev Mutlu (10 gr.)
En Küçük: Ufuk Mutlu – Alev Mutlu (16 cm3)

www.bulus.ws
www.jpl.nasa.gov/events/inventionchallenge/