
2005'Eylül
Sayısal (dijital) saatlerin hızla yaygınlaştığı yıllarda, saati göstermek dışında birçok ek özellikle bezenmeye başlamışlardı. Yok hesap makinasıydı, yok takvimiydi, yok telefon rehberiydi... O günleri çok güzel özetleyen bir espri vardı; "kol saatim ayrıca bir de saati de gösteriyor" diye.
Zamanında kol saatlerinde yaşadığımız deneyimi şimdi de cep telefonlarında yaşıyoruz ("de ja vue!")... İlk zamanların hantal cep telefonları sadece telefon etmeye yararken, sonraları birçok özelliğe de sahip oldular. İlk zamanlarda saati ve hesap makinası olan cep telefonlar bile lüks iken, son günlerin gündemini ise kaliteli (2 mega piksel) fotoğraf çekebilen, video kaydı yapabilen/oynatabilen, 125 şarkı kapasiteli müzik çaları olan ve bunların yanında da; FM radyosu, ajanda, olay takvimi, kartvizit değişimi, 3 boyutlu oyunları, MIDI müzik besteleyici vs. birçok özellikten bahsediyoruz.
Bu özelliklilere sahip cihazları yanınızda taşımak için bir cep telefonu dışında:
Sayısal (dijital) saatlerin hızla yaygınlaştığı yıllarda, saati göstermek dışında birçok ek özellikle bezenmeye başlamışlardı. Yok hesap makinasıydı, yok takvimiydi, yok telefon rehberiydi... O günleri çok güzel özetleyen bir espri vardı; "kol saatim ayrıca bir de saati de gösteriyor" diye.
Zamanında kol saatlerinde yaşadığımız deneyimi şimdi de cep telefonlarında yaşıyoruz ("de ja vue!")... İlk zamanların hantal cep telefonları sadece telefon etmeye yararken, sonraları birçok özelliğe de sahip oldular. İlk zamanlarda saati ve hesap makinası olan cep telefonlar bile lüks iken, son günlerin gündemini ise kaliteli (2 mega piksel) fotoğraf çekebilen, video kaydı yapabilen/oynatabilen, 125 şarkı kapasiteli müzik çaları olan ve bunların yanında da; FM radyosu, ajanda, olay takvimi, kartvizit değişimi, 3 boyutlu oyunları, MIDI müzik besteleyici vs. birçok özellikten bahsediyoruz.
Bu özelliklilere sahip cihazları yanınızda taşımak için bir cep telefonu dışında:
- sayısal fotoğraf makinası
- video kaydedici ve oynatıcı
- müzik çalar
- FM radyo
- avuç içi organizer
- avuç içi oyun konsolu
da taşımanız gerekirdi. Oysa ne güzel bunların hepsi tek bir cihazda yer alıyor ve hepsini ayrı ayrı almaktan çok daha ucuza geliyor. Hem de taşıması ve kullanımları çok çok daha kolay.
Peki bu gidişat doğru mu? Cihazlar birleşsin ve İsviçre çakısı gibi ortaya "all-in-one" melezler çıksın mı? Ya da hepsi ayrı ayrı kalsın mı? Siz nasıl isterdiniz?...
Çoğu kullanıcı için pratik fayda önceliklidir. Onlar için "karma" cihazlar daha bir makbûldür. Bunları ayrı ayrı satın almak yerine, çok daha ucuzuna bunlara sahip olunabilir, hem de taşırken büyük bir rahatlık söz konusu olacaktır. Ama "profesyoneller" için durum böyle değil. Onlar her işi "profesyonelce" yapacak cihazları tercih ettikleri ederler. Fotoğraf makinası ayrı olsun, video kamerası, müzik çaları ayrı olsun isterler.
"Profesyoneller", aynı anda birden fazla işi yapmaya soyunan cihazların yeterince "profesyonel" olamayacaklarına inanırlar. Gerçi onların tarafından bakınca haksız da sayılmazlar. Düne kadar bir cep telefonu kamerasıyla çekilmiş fotoğraf, kağıt (tab) üzerinde pek tatmin edici bir sonuç vermiyordu. Neyse ki 2 mega piksel durumu idare etmeye başladı. Tabii ki iyi kağıt baskı üzerinde iyi sonuçlar istiyorsanız şöyle 5-6 mega piksel iyi olacaktır.
Müzik için de "profesyoneller" açısından bakınca durum aynı. Sadece birkaç yüz şarkılık bir arşivi yanında taşıyabilmek "profesyoneller" için yeterli olmayacaktır. Arşivlerinin yarısı olmasa da en azından birkaç bin şarkıyı ellerinin altında bulundurmak isterler.
Gelecekte Durum Nasıl Olur Acaba?
İnsanların ihtiyaç ve beklentileri her geçen gün artıyor. Hizmetlerine sunulan özellikler artıkça daha da fazlasını istiyorlar. Hatta bu durum onları daha da fazlasını istemek için kamçılıyor. Hal de böyle olunca işin sonu nereye kadar gider şimdiden kestirmek çok da mümkün değil. Benzer bir durumun yaşandığı kol saatlerini göz önüne aldığımızda neredeyse aklımıza gelebilecek her türlü özelliğe sahip kol saati olduğunu görebiliyoruz. Bu arada bir şeyi daha görüyoruz. Artık insanlar kol saatlerinin özellikleri konusunda eskisi gibi meraklı değiller. Sanki bir doyuma ulaşmışlar gibi... Sanki bu "oyuncağın" dönemi, modası geçmiş gibi.
Doğru. Artık kol saatlerinden pek kimse bahsetmiyor. Birçok kişi de kol saati takmıyor. Cep telefonlarının saatleri onların zaman öğrenme ihtiyacını karşılıyor gibi. Çocuklar karne hediyesi olarak artık kol saati istemiyorlar. Ya ne istiyorlar?.. Tabii ki cep telefonu. Hem de en fiyakalısından...
Şu anki gidişata bakınca en yakın ve net gelişme, görüntülü görüşme ve televizyon/video yayınlarını seyretme konusunda olacak. Tabii bu iş biraz da üçüncü nesil (3G) alt yapıya bağlı. O zaman cep telefonları insanların sadece kulaklarını değil, gözlerini de "esir edecek".
Yakın zamanlardaki muhtemel gelişmelerden biri de cep telefonlarının ödeme aracı ve elektronik anahtar olarak kullanılması. Böylece cüzdan, kredi kartı ve anahtar taşıma külfetinden kurtulmuş olacağız. Elimizin altındaki birçok uzaktan kumandanın işine de son verebilir. Cep telefonu tek başına bu işleri de görebilir. Hatta seçimlerde oy kullanmak bile cep telefonlarıyla yapılır hale gelebilir. Nasılsa birkaç yıl içinde cep telefonu olmayan sadece bebekler kalacak zaten.
Cep telefonları sayısal bir kimlik haline de dönüşebilir. İçinde küçük bir veri tabanında bizimle ilgili bir çok bilgiyi de barındırabilir. Özellikle sağlığımızla ilgili bilgiler (kan grubumuz, alerjilerimiz, geçirdiğimiz hastalıklar, devamlı kullandığımız ilaçlar, sağlık risklerimiz vs.) gerektiğinde hayatımızı bile kurtarabilir.
Uzun lâfın kısası; cep telefonlarının özellikleri şimdiki gibi günden güne artmaya devam edecek. Birçok cihazın işlevini üstlenebilecek. Üstlendiği işlerdeki başarısı da teknoloji ve talepler doğrultusundan giderek mükemmelleşecek. Cep telefonlarının "modası" da daha uzun yıllar sürecek...
Peki bu gidişat doğru mu? Cihazlar birleşsin ve İsviçre çakısı gibi ortaya "all-in-one" melezler çıksın mı? Ya da hepsi ayrı ayrı kalsın mı? Siz nasıl isterdiniz?...
Çoğu kullanıcı için pratik fayda önceliklidir. Onlar için "karma" cihazlar daha bir makbûldür. Bunları ayrı ayrı satın almak yerine, çok daha ucuzuna bunlara sahip olunabilir, hem de taşırken büyük bir rahatlık söz konusu olacaktır. Ama "profesyoneller" için durum böyle değil. Onlar her işi "profesyonelce" yapacak cihazları tercih ettikleri ederler. Fotoğraf makinası ayrı olsun, video kamerası, müzik çaları ayrı olsun isterler.
"Profesyoneller", aynı anda birden fazla işi yapmaya soyunan cihazların yeterince "profesyonel" olamayacaklarına inanırlar. Gerçi onların tarafından bakınca haksız da sayılmazlar. Düne kadar bir cep telefonu kamerasıyla çekilmiş fotoğraf, kağıt (tab) üzerinde pek tatmin edici bir sonuç vermiyordu. Neyse ki 2 mega piksel durumu idare etmeye başladı. Tabii ki iyi kağıt baskı üzerinde iyi sonuçlar istiyorsanız şöyle 5-6 mega piksel iyi olacaktır.
Müzik için de "profesyoneller" açısından bakınca durum aynı. Sadece birkaç yüz şarkılık bir arşivi yanında taşıyabilmek "profesyoneller" için yeterli olmayacaktır. Arşivlerinin yarısı olmasa da en azından birkaç bin şarkıyı ellerinin altında bulundurmak isterler.

İnsanların ihtiyaç ve beklentileri her geçen gün artıyor. Hizmetlerine sunulan özellikler artıkça daha da fazlasını istiyorlar. Hatta bu durum onları daha da fazlasını istemek için kamçılıyor. Hal de böyle olunca işin sonu nereye kadar gider şimdiden kestirmek çok da mümkün değil. Benzer bir durumun yaşandığı kol saatlerini göz önüne aldığımızda neredeyse aklımıza gelebilecek her türlü özelliğe sahip kol saati olduğunu görebiliyoruz. Bu arada bir şeyi daha görüyoruz. Artık insanlar kol saatlerinin özellikleri konusunda eskisi gibi meraklı değiller. Sanki bir doyuma ulaşmışlar gibi... Sanki bu "oyuncağın" dönemi, modası geçmiş gibi.
Doğru. Artık kol saatlerinden pek kimse bahsetmiyor. Birçok kişi de kol saati takmıyor. Cep telefonlarının saatleri onların zaman öğrenme ihtiyacını karşılıyor gibi. Çocuklar karne hediyesi olarak artık kol saati istemiyorlar. Ya ne istiyorlar?.. Tabii ki cep telefonu. Hem de en fiyakalısından...
Şu anki gidişata bakınca en yakın ve net gelişme, görüntülü görüşme ve televizyon/video yayınlarını seyretme konusunda olacak. Tabii bu iş biraz da üçüncü nesil (3G) alt yapıya bağlı. O zaman cep telefonları insanların sadece kulaklarını değil, gözlerini de "esir edecek".
Yakın zamanlardaki muhtemel gelişmelerden biri de cep telefonlarının ödeme aracı ve elektronik anahtar olarak kullanılması. Böylece cüzdan, kredi kartı ve anahtar taşıma külfetinden kurtulmuş olacağız. Elimizin altındaki birçok uzaktan kumandanın işine de son verebilir. Cep telefonu tek başına bu işleri de görebilir. Hatta seçimlerde oy kullanmak bile cep telefonlarıyla yapılır hale gelebilir. Nasılsa birkaç yıl içinde cep telefonu olmayan sadece bebekler kalacak zaten.
Cep telefonları sayısal bir kimlik haline de dönüşebilir. İçinde küçük bir veri tabanında bizimle ilgili bir çok bilgiyi de barındırabilir. Özellikle sağlığımızla ilgili bilgiler (kan grubumuz, alerjilerimiz, geçirdiğimiz hastalıklar, devamlı kullandığımız ilaçlar, sağlık risklerimiz vs.) gerektiğinde hayatımızı bile kurtarabilir.
Uzun lâfın kısası; cep telefonlarının özellikleri şimdiki gibi günden güne artmaya devam edecek. Birçok cihazın işlevini üstlenebilecek. Üstlendiği işlerdeki başarısı da teknoloji ve talepler doğrultusundan giderek mükemmelleşecek. Cep telefonlarının "modası" da daha uzun yıllar sürecek...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder