2008'Ağustos - TBD Bilişim
Endüstriyel alandan günlük yaşama girme çabasındaki robotların önündeki önemli sorulardan birisi de, hareket etmek/ilerlemek için hangi yolu seçmeleri. Robotların ilk örnekleri teknik nedenlerden dolayı tekerleğe mahkûm idiler. O zamandan bu zamana önemli aşamalar kaydedildi. Tekerlek dışında ayaklı, sürünen ve daha birçok yöntemle ilerleyebilen robotlar geliştirildi.
Yaşam alanlarımızdaki düz zeminler tekerlekle harekete uygun olsa da, şartlar birçok açıdan çok zor. Bu zorlukları en iyi bilenler yürüme engelliler olsa gerek. Yine de tekerlekleri, gerek günümüz gerek ise gelecek için göz ardı etmek zor. Düz bir zeminde hızlı ve sarsıntısız ilerlemek için şimdilik en uygunu tekerlek. Tekerlekler binlerce yıllık tecrübeye sahipler ve kara taşıtlarının vazgeçilmez hareket organları. Gelecekte de durum şimdilik pek farklı görünmüyor.
Honda’nın ASIMO’suna “rakip” olarak ortaya çıkan Toyota’nın ilk robotlarında da ayak yerine tekerlek tercih edilmişti. Yüzyılın insan taşıma aracı iddiasıyla lanse edilen Segway HT (“Ginger”) bile tekerleklerle hareket etmeyi seçtiğine göre robotlarda da tekerleği kullanmaktan vazgeçmemiz gerekiyor herhalde…
İnsanlara ve hayvanlara benzeyen robotlarda tekerlek yerine ayak tercih ediliyor. Ayaklarla hareket etmek ilk başta teknik olarak çok zordu. Yıllar içerisinde ilerleyen teknoloji ve tecrübeler sayesinde günümüzde robotları ayakları üzerinde yürüttürmek zor olmaktan çıktı. Robotlar yürümek dışında koşabilmeye de başladılar. ASIMO bunun en iyi örneği. Yakında hoplamaya, atlamaya da başlarlar!
Tek ayaklısından onlarca ayaklısına çeşitli robotlar günümüzde mevcut. İnsansılarda iki ayak, hayvansılarda dört ve bazen de altı ayak tercih ediliyor. Ayak sayısı az olduğu zaman denge sorun oluyor. Ayak sayısı artığında ise bu sefer de her ayağı koordineli bir şekilde hareket ettirmek sorun oluyor.
Ayaklı robotlar, tekerleklilerin rahat hareket edemediği engebeli ortamlarda avantajlı durumdalar. Fakat bunu gerçek bir avantaja dönüştürmek için daha yolumuz var. Özellikle engebeli arazilerde şartlar çok daha zorlu ve değişken. Oralarda rahat hareket edebilecek bir robotun fiziksel performansı dışında algısal ve yazılımsal olarak da yeterli olması çok önemli.
Askeri amaçlı Boston Dynamics’in “katır” robotu “BigDog”, zorlu arazi şartlarında gerçekten çok başarılı (www.bostondynamics.com). Keşif ve nakliye amaçlı bu robot, en zorlu arazilerde bile rahatlıkla hareket edebiliyor. Buz tutmuş yüzey üzerinde bile dengesini koruyabiliyor. Neredeyse gerçek bir katır kadar çevik ve dengeli. En büyük kusuru enerjisini sağlamak için yakıtla çalışan bir jeneratörü üzerinde taşımak zorunda olması. BigDog’un bir de köpek boyutlarında “LittleDog” adında küçük modeli var. O da engebeli, kayalık arazilerde hareket etme yeteneğine sahip.
Dar alanlara bile girebilecek robotlar söz konusu olunca daha çok yılanlar örnek alınıyor. Yılanlar gibi hareket edebilen robotların performansları da giderek artıyor. Hem karada, hem de suda hareket edebilen yılan robotlar da geliştirildi. Önlerindeki kamera ve duyargalarıyla kendi kendilerine ya da uzaktan kumanda edilebiliyorlar. Enkaz altındaki insanları kurtarmak başta olmak üzere çok çeşitli alanlarda kullanılmaları planlanıyor.
İster tekerlekli, ister ayaklı ya da başka bir şekilde olsun robotlar giderek daha bağımsız hareket etme yolunda önemli adımlar atıyor. Şimdilik pek tercih edilmese de bakarsınız hem tekerlekleri, hem de ayakları olan robotlar da belki kullanılmaya başlanır. Ne dersiniz?..
4 Aralık 2009 Cuma
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder